8 Aralık Pazar, 2024
spot_img
spot_img
spot_img
spot_img
spot_img

Bebekler Göründükleri Kadar Masum Mudurlar?

Dünyaya bize yol gösteren bir ahlak pusulası ile mi geliyoruz yoksa ahlaklı olmak sonradan öğrendiğimiz bir şey mi?

İnsan ırkının doğuştan iyi ya da şeytani olup olmadığı yüzyıllardır ahlak filozofları için bir tartışma konusu. Aristoteles ahlakın sonradan öğrenildiğini, dolayısı ile yeni doğanların ahlak dışı canlılar olduğunu savunuyorken, modern psikanalizmin babası olan Sigmund Freud ise yeni doğanları ahlaki açıdan boş bir levhaya benzetiyordu. Bu münakaşada birbirine karşıt olan en ünlü fikir babaları hiç kuşkusuz ki Thomas Hobbes ve Jean-Jacques Rousseau. Hobbes insan ırkını edepsiz ve hayvani olarak niteliyor, iyiye gidip gelişebilmesi için topluma ve içgüdülerini dizginleyecek birtakım sosyal kurallara ihtiyacı olduğunu öne sürüyordu. Rousseau ise Hobbes’u açık bir şekilde eleştiriyor ve toplum tarafından empoze edilen sınıf ayrımının neden olduğu eşitsizliğin ve aç gözlülüğün tetiklediği yolsuzluğun olmadığı bir çevrede insanın temiz ve saf olabileceğini öne sürüyordu.

Yetişkinler olarak günlük hayatlarımızda karşılaştığımız birçok ahlaki problemde neyin iyi ya da neyin kötü olduğuna karar vermeye çalışıyor ve bu doğru kararı verebilme yeteneğinin çocuklarımıza sonradan öğretmemiz gereken bir şey olduğuna inanıyoruz. Fakat bu tam olarak doğru olmamak ile birlikte son yapılan gelişim psikolojisi çalışmaları sandığımızın aksine insanlığın içinde doğuştan gelen “iyi” bir şeylerin olduğunu kanıtlar nitelikte. BBC’nin yayınladığı “Bebekler ve Onların Muhteşem Dünyası” (ing. ‘Babies: Their Wonderful World) programında gösterilen bir çalışma bebeklerin ahlaki açıdan doğru karar verebilip veremediklerine, eğer verebiliyorlarsa hangi yaşta bunu yapabiliyor olduklarına cevap bulabilmek için bir dizi bebekle sevimli bir deney gerçekleştirdiler. Bu deneyi yapabilmek için on iki aylıktan küçük bebeklere bir kukla gösterisi izlettiler. Bu kuklalar cinsiyetsiz, herhangi bir şekilde iyi ya da kötü kavramlarının çağrıştıracağı karakteristik özelliklerinden tamamıyla uzak, üzerilerine sahte gözler yapıştırılmış basit geometrik şekillerden başka bir şey değillerdi. Kırmızı bir daire, mavi bir dikdörtgen ve sarı bir üçgen.

Bebeklere öncelikle kırmızı daire gösterildi. Kırmızı daire büyük bir çaba ile tek başına yüksek bir yokuşu çıkıyor, tepeye ulaşmaya çalışıyor ve ne var ki bunu başaramıyordu. Daha sonra gösteriye mavi dikdörtgen giriyor ve acımasız bir şekilde kırmızı daireyi yokuş aşağıya iterek onun tepeye çıkmasına engel oluyordu. Son sahnede ise mavi dikdörtgen çıkarılıp, sarı üçgen gösteriye dahil ediliyordu. Sarı üçgen ise mavi dikdörtgenin aksine kırmızı daireye tepeye çıkması için yardım ediyor, onu yokuş yukarı ittiriyordu. Gösteri bittikten sonra bebeklerden ahlaki bir seçim yapmaları bekleniyordu: Kırmızı bir yastığın üzerine yerleştirilmiş şeytani mavi dikdörtgen mi yoksa yardımsever sarı üçgen mi? 7 aylık bebekler bile özverili ve yardımsever davranışlar sergileyen sarı üçgeni seçtiler. Bu da demek oluyor ki 7 aylık bebekler bile iş hangi davranışın doğru olduğuna karar vermeye gelince, ahlaki açıdan bunu başarabilir nitelikteler. Alttaki videodan ise bu konuda yapılmış bir başka çalışmayı izleyebilirsiniz.

Are We Born Good or Evil?

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar