Birbiri ile çelişen iki düşünceye sahip olduğunuzda ne yaparsınız? Bu durum size rahatsızlık verir mi? Bilişsel çelişki üzerine eğlenceli bir yazı.
“Bilişsel çelişkinin” ne olduğunu duymamış olsanız dahi, bu terime sandığınızdan çok daha fazla aşina olduğunuza eminim. Bu psikoloji terimi son zamanlarda popülerlik kazanmaya başlasa da birçok insan bilişsel çelişkinin sosyal psikolojiye doğru uzanan derin köklerinden habersiz.
Leon Fistinger’in 1957 yılında yayınladığı “Bilişsel Çelişki Teorisi” (Theory Of Cognitive Dissonanance) adlı kitabında bilişsel çelişkinin ne olduğunu ve insanların bu çelişki ile başa çıkmak ne tür metotlar geliştirdiğini derinlemesine inceliyordu.
Ben de ilk olarak bilişsel çelişkinin ne olduğundan bahsetmek istiyorum. Bilişsel çelişkiyi en basit şekilde özetlemek isteseydik seçeceğimiz kelime “tutarsızlık” olurdu. Birbiri ile tutarsız iki düşünceye sahip olmak en temel anlamıyla çelişkili ve rahatsız edici bir durumdur. Şimdi bu tutarsızlığı bir de örnekleriyle inceleyelim.
Sigara bağımlısı birini hayal edelim. Bu kişi çok büyük bir ihtimalle birbiri ile çelişen iki düşünceye sahip:
1)Sigara içmek sağlığa zararlı, hatta ölümcül etkileri olan bir alışkanlıktır.
2)Düzenli olarak sigara içiyorum.
Bu iki düşüncenin de nesnel, yani kişiden kişiye değişmeyen gerçekler, olduğunu bilen kişi bu iki düşüncenin birbiri ile çeliştiğinin farkındadır. Sigara içmenin sağlığa zararlı olduğu gerçeğinden haberdar olan kişinin, mantıklı olarak, sigara içme eylemini bırakması beklenir. Fakat kişi sigara içmeye devam etmektedir. Peki insanlar bu çelişkiyi hissettikleri zaman ne yaparlar? Bu durumla nasıl başa çıkarlar?
Festinger kitabında, hissettiğimiz bu rahatsızlık ile başa çıkabilmek için geliştirdiğimiz birkaç yöntemin varlığından bahsediyor. Bu yöntemlerden biri de sahip olduğumuz düşüncelerden birini değiştirmek. Sigara içmenin zararlarını bilen ve buna rağmen sigara içmeye devam eden kişi yaşadığı çelişkinin yol açtığı rahatsızlığı “Sigara içmek ölümcüldür.” düşüncesini “Sigara içmek o kadar da zararlı değil.” düşüncesiyle değiştirerek hafifletmeye çalışır.
Bu kişinin yapabileceği bir diğer şey ise davranışını değiştirmek yönünde olabilir. Sigara içmenin zararlı olduğunu bilen ve bu nedenle sigara içmeyi bırakan kişi davranışını “Sigara içmek ölümcüldür.” düşüncesi yönünde değiştirerek kendi içinde bir tutarlılık yaratır.
Çelişkinin yol açtığı rahatsızlıktan kurtulmak isteyen kişi bu iki düşüncesine yeni bir düşünce ekleme yoluna da gidebilir. Kişi “Evet, sigara içmek zararlı ve ben her gün düzenli olarak sigara içiyorum. Fakat ben bunlara ek olarak bir sürü yararlı şey de yapıyorum. Meyve ve sebze tüketiyorum, sağlıklı besleniyorum ve egzersiz yapıyorum. Sigara içmek beni o kadar da etkilemiyor.” demeyi seçebilir. Bu davranış iç tutarsızlığı rasyonelleştirmeye çalışmaktan ibaret olmakla birlikte, sigarının kişinin üzerindeki olumsuz etkiyi biraz olsun bile azaltmıyor.
Son olarak ise iç tutarsızlığa sahip kişi bu çelişkiyi önemsizleştirmeyi tercih edebilir ve “Evet, sigara içmek ölümcül bir alışkanlık ve ben sigara içiyorum. Fakat bunu umursamıyorum.” diyebilir. Peki, bu çelişkiyi “umursamadığını” söyleyen insanlar da dahil olmak üzere, neden tutarsızlığı rahatsız edici buluyoruz? Neden bu çelişkiyi biraz olsun rasyonel bir hale sokmaya çalışıyoruz?
Bazı insanlar bu durumun genel olarak çevremizdeki dünyayı anlamaya çalışmamızdan ve bu dünyanın temiz, tutarlı bir resmini bulmaya çabalamamızdan kaynaklandığını düşünüyor.
Bizi tutarsız hissettiren hemen her şeyi bir problem olarak algılıyor ve bu durumu iyileştirmeye çalışıyoruz. Bilişsel çelişki alanında yapılan birçok çalışma hissettiğimiz bu iç tutarsızlığın yalnızca bilişsel etkilerine bakmakla kalmayıp vücudumuz üzerindeki etkilerini de mercek altına yatırdı. Bu araştırmaların sonucunda bilişsel olarak birbirleri ile çelişki içinde olan iki düşünceye sahip olmanın vücudumuz üzerinde bazı negatif gerilimlere sebebiyet verdiği ortaya çıktı.
Bu da demek oluyor ki birbirleri ile çelişen iki düşünceye sahip kişi bilişsel bir rahatsızlık deneyimlediği kadar fiziksel bir rahatsızlık da deneyimliyor. Bu durum da bizleri yaşadığımız çelişkiyi biraz olsun rasyonelleştirmeye itiyor.
Buradan çevrildi: Cognitive Dissonance Theory: A Crash Course
Hazırlayan: Sıla Özeren