Yapılan çalışmalar bütün insanların, hatta bebeklerin bile, gördükleri yüzleri çirkin ve çekici olarak değerlendirdiğini ortaya koydu.
Evrimin bize söz verebildiği tek bir konu var. O da Varyasyon, diğer bir deyişle farklılık ya da çeşitlilik. Bu varyasyon nasıl göründüğümüzde, nasıl düşündüğümüzde hatta nasıl davrandığımızda dahi gözlemlenebilir nitelikte. Güzellik ve çirkinlik hakkındaki her şey bu gerçeğin altında yatıyor. Bu varyasyonlar bizlere tercih etme, beğenme ya da beğenmeme imkanı tanıyor.
Beynimiz bir şeyleri değerlendirme, yargılama ya da kendimiz de dahil olmak üzere insanlara duygusal anlamlar yükleme yeteneğine sahip. Bu yeteneğimiz ise diğer insanları ya da çevremizdeki objeleri çekici ya da çekici olmayan şeklinde sınıflandırmamızı sağlıyor. Hatta bu durum öyle bir hale geliyor ki çirkinlik ve güzellik gibi somut kavramlar için kendi standartlarımızı oluşturur hale geliyoruz. Araştırmalarla ilerlemeden önce vurgulanması gereken iki önemli husus var.
1) Çirkinlik soyut bir kavramdır. Bu da demek oluyor ki özellik bakımından bir kategoriden (mesela fiziksel özellikler), diğerlerine (mesela kişilik özellikleri, zekâ ve bilişsel yetenekler) geçiş yapabilir ve bir kişiyi ya da bir nesneyi bu özellikler doğrultusunda çirkin ya da çirkin olmayan diye nitelendirebiliriz. Örnek vermemiz gerekirse: Oldukça yakışıklı bir adamın hayvanlara karşı gösterdiği korkunç tavır ve davranışlar o kişiyi birçok insan için sorgusuz bir şekilde çirkin kılabilir. Hatta “hayvanlara karşı tutum” o kadar etkilidir ki bir kişinin diğer bir kişi hakkındaki ilk yargısını, ki ilk izlenimi yıkmak oldukça güçtür, çiğneyip geçebilme yeteneğine sahiptir.
2) Güzellik ve çirkinlik yargıladığınız şeye ne kadar derin baktığınıza göre bir arada yaşam bulabilir. Biri, cinsel açıdan arzulanan fiziksel özelliklere ve tavırlara sahip olmasına rağmen kötü niyetli tutum ve davranışlar gösterdiği için bütünsel olarak çirkin algılanabilir. Çirkinliğin gözlerinizin önünde yatan bir özellik olduğunu düşünebilirsiniz fakat yargılamada bulunurken karakter özelliklerini ne kadar ön planda tuttuğunuzu bilseydiniz, oldukça şaşırırdınız.
Çirkinlik üzerine araştırmalar – gerçekten de insanları çirkin ve çekici olarak yargılıyoruz!
Bu hususta birçok insanın kafasını karıştıran şu soruyu sormak istiyorum: Çirkinliği yargılamak doğuştan mı geliyor?
2016 yılında (Ma, Xu & Luo) 8 ve 12 yaşlarındaki çocuklarla yapılan bir çalışmada ortaya oldukça ilginç bir sonuç çıktı. Çocuklar çekici yüzlere sahip insanları daha güvenilir buluyordu. Bu deneyde hem yetişkinler hem de çocuklar kendilerine gösterilen yüzleri iki kategoriye göre değerlendirdiler: çekicilik ve güvenilirlik. Veriler ortaya çıkardı ki bu iki gruptaki insanlar (çocuklar ve yetişkinler) çekici yüzlere sahip insanları daha güvenilir buluyor ya da güvenilir görünen insanları diğerlerinden daha çekici olarak değerlendiriyordu.
Dahası, değerlendirmede bulunan kişilerin yaşları arttıkça yargılama tarzlarının giderek yetişkinlerin yargılama tarzlarına benzemeye başladığı ortaya çıktı. Bu bizlere apaçık bir şekilde gösteriyor ki güzellik ve güven anlayışımız bütün hayatımız boyunca büyüyen ve gelişen organik bir canlı gibi, sürekli bir devinim içerisinde. Dahası, veriler gösteriyordu ki kız çocuklarının çekicilik ve güvenilirlik değerlendirmeleri erkek çocuklarınkine kıyasla yetişkinlerin değerlendirmeleri ile daha tutarlı bir uyum içerisindeydi.
Peki tüm bunlar bize ne gösteriyor?
Bu çalışma bize gösteriyor ki insanların yüz ile ilgili olan özelliklerini (fiziksel çekicilik) değerlendirmek için oldukça derinlere gömülmüş bir sistem kullanıyoruz ve değerlendirmelerimizin sonucunu hiçbir alakası bulunmayan farklı bir alandaki özelliğe atayarak insanlara sahip olduklarını bilmediğimiz nitelikler bahşediyoruz (güvenilirlik). Eldeki araştırmalar ve verilerin tutarlılığı zaman içinde gösterdi ki bu duruma sebebiyet veren en az iki ana faktör bulunmaktadır- birincisi, mevcut olan güvenilirlik ve çekicilik ilişkisini güçlendirir ve ikincisi, karar verebilmek için görsel yüz ipuçlarını kullanma sistemi doğuştan gelir ve kendi başına gelişir.
Yüz ipuçlarını girdi (input) olarak kullanarak insanların sahip oldukları karakteristik özellikleri tahmin etmemize olanak veren ve doğuştan gelen bir yargılama sistemine sahip olduğumuz fikrini destekleyen başka araştırmalar da var. Texas Üniversitesinde yapılan bir çalışma (Langlois, Roggman, Casey, Ritter, Rieser-Danner & Jenkins, 1987) oldukça ilginç sonuçlar ortaya koydu. 2-3 ve 6-8 aylık bebeklerin tercihlerinin yetişkinler tarafından “çekici” olarak değerlendirilmiş yüzlerden yana olduğu açığa çıktı. Bu sonuçlar kültürlerin, toplumun ve medyanın insanların güzellik algısını şekillendirdiğini öne süren düşünceyi biraz olsun sarsabilir mi?
Bu çalışma 1987’de yayınlanmış. İnsanların düşünce şekillerindeki radikal değişimler yetişkinlerin çekicilik algısında çok daha büyük bir rol oynuyor. Hem kendi zihinlerimizdeki hem de modern dünyadaki sosyal değişimler sahip olduğumuz ve doğuştan gelen yatkınlıklarımızı değiştirebilme gücüne sahip. Yapılan bir başka çalışmada ise araştırmacılar (Todorov, Pakrashi & Oosterhof, 2009) katılımcılara birçok insan yüzü gösterdiler ve bunu gösterdikleri yüzleri bilinçli bir şekilde çekicilik açısından değerlendirmeye el vermeyecek bir hızda yaptılar.
Gösterdikleri her yüz sonrasında ise bu yüzleri bir de güvenilirlik açısından değerlendirmelerini istediler. Sonuç olumluydu. İnsanlar diğer insanların yüzlerindeki karakteristik özelliklerini bilinçli bir şekilde algılayamadan önce dahi onları güvenilir olarak ilişkilendirebiliyordu. Bu da demek oluyor ki insanlar yüzle ilgili olan özellikleri yargılarken bunu bilinçlerinin dışında, otomatik bir şekilde yapıyorlar. Aslında bu oldukça komik bir sonuç- bütün insanlar birilerini yargılıyor, değerlendiriyor ve bunu yaptıklarının farkında bile olmuyorlar.
Yapılan bir başka eski çalışmada (Dion, K. K. 1973) ise ortaya çıkmış ki okul öncesi çocuklar yetişkinler tarafından çekici ya da çirkin olarak değerlendirilmiş yüzler arasındaki farkı ayırt edebiliyorlar. Bu durumu sevsek de sevmesek de insanları yargılıyoruz. Hem de bunu onların çekici ya da çirkin oluşlarına göre yapıyoruz.
Children’s Facial Trustworthiness Judgments: Agreement and Relationship with Facial Attractiveness
Infant Preferences for Attractive Faces: Rudiments of a Stereotype?
Young children’s stereotyping of facial attractiveness.
Evaluating Faces on Trustworthiness After Minimal Time Exposure
Hazırlayan: Sıla Özeren