8 Aralık Pazar, 2024
spot_img
spot_img
spot_img
spot_img
spot_img

Çocuklarda Sanat Terapisi

Düşüncelerin en kolay ifade edilme şekli sanattır. Kullanılan renk, çizim tekniği ve objeler…

İnsanlar birçok duygu yaşarlar, çoğu zaman zorlanılır duyguları ifade ederken. Yetişkinlerin dahi ifade ermekte zorlandığı duyguları çocuklarda açıklayamayabilir. İfade edilemeyen duyguların yanında gizlenen duygularda çocuklarda oluşabilir. Kendini ifade edememek de hırçınlığı ve öfke nöbetlerine zemin hazırlar. Çocukların gözünde çok farklı anlaşılan duyguları da çoğu zaman anlaşılmamaktadır.

Çocukların kendilerini en iyi ifade etme şekli yaptıkları resimleridir. Sevgisini, öfkesini resimlerinde yansıtırlar. Yapılan resimleri anlamak ise en kritik kısımdır.
Bazen çocukların anne ve babasından beklentisi farklı olabilir. Baba oyuncak alırken çocuk onunla birlikte bu oyuncakla oynamasını ister. Ama baba oyuncak almayı görevi tamamlamış olarak görür. Bazen de çocukla sadece anne ilgilenir; çocuk babayı özler ama ifade edemez işte resimlerle bu duygular ortaya çıkar.

Sanat terapistleri ayrıca müzik, hareket ve yazı da dahil olmak üzere pek çok başka türden de faydalanırlar.

1. Sanat terapisinin birçok faydası vardır.

The Art Therapy Sourcebook adlı kitabında Cathy Malchiodi’ye göre, sanat terapisi “kendi kendine anlama, duygusal değişim ve kişisel gelişim için bir yöntem”.

Küçük çocuklardan yaşlılara, savaş gazilerine, mahkumlara ve fiziksel engelli insanlara, psikolojik bozukluğu olanlara kadar, geniş bir alanda, çeşitli toplumlarda sanat terapisi kullanılmıştır.

2. Sanat terapisi 1940’lara kadar uzanır.

Bir eğitimci ve terapist olan Margaret Naumburg, 1940’lı yıllarda sanat terapisini farklı bir psikoterapi biçimi olarak tanımlayan ilk kişilerden biriydi. Çoğu zaman aslında sanat terapisinin kurucusu olarak anılır.

Malchiodi’ye göre, Naumburg, “Sanat anlatımını yirminci yüzyılın başlarında baskın psikanalitik bakış açısına uyan bir gözlem, bilinçsiz görüntüleri ortaya koymanın bir yolu olarak görüyordu.” Bilincini açığa çıkarmanın önemi ve Freud’dan çok etkilendi. Uygulamasında, müşterilerinin onlar hakkında konuşmaya ek olarak hayallerini çizmelerini sağladı.

3. Sanat terapisi “iç deneyimine” odaklanır.

Sanat terapisi, etrafınızdaki görüntülere değil içeriden çıkanlara odaklanmıştır. Başka bir deyişle, Malchiodi’ye göre:

Sanat terapisi sizden içsel deneyimlerinizi – duygularınızı, algılarınızı ve hayal gücünüzü keşfetmenizi ister. Sanat terapisi öğrenme becerilerini veya sanat tekniklerini içerebilse de, vurgu genellikle dış dünyada gördüklerinden ziyade, insanın içinden gelen görüntüleri geliştirip ifade etmektir.

4. Sanat terapistleri ABD’deki diğer gereksinimlerin yanı sıra yüksek lisans derecesine sahip olmalıdır.

1969’da kurulan ulusal bir sanat terapistleri organizasyonu olan Amerikan Sanat Terapileri Birliği (AATA), sanat terapistlerinin sanat terapisi veya ilgili bir alanda yüksek lisans eğitimi almasını gerektiriyor.

İlginçtir, Malchiodi’nin yazdığı gibi, lisansüstü sanat terapisi programlarının çoğu sadece psikoloji dersleri değil aynı zamanda stüdyo sanatını da gerektirir ve adayın çizim, heykel ve resim konusunda uzmanlığını gösteren bir sanat portföyü gerektirebilir.

AATA’nın eğitim gereksinimleri hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.

5. Sanat terapistleri çeşitli teknikler kullanırlar.

Sanat yaratmanın yanı sıra, çoğu terapist danışanlarının terapideki imajları hakkında konuşmaya teşvik eder, çünkü bu içgörü ve anlamı keşfetmeye yardımcı olur.

Birçoğu, Carl Jung tarafından yaratılan aktif hayal gücü denilen bir tekniği kullanır. Temel olarak, danışanlar imajlarını kendiliğinden gelen diğer düşünce ve duyguları özgürce ilişkilendirmek için kullanırlar. Amaç, müşterilerin daha derin bir anlayış ve büyüme kazanmalarına yardımcı olmaktır.

Bazı terapistler de Gestalt yöntemlerini kullanır. Gestalt burada ve şu andaki resmin tamamına odaklanır.

Sanat terapistlerinin kullandığı diğer bir teknik, sanat terapisti Edith Kramer tarafından tanımlanan bir terim olan “üçüncü el” yaklaşımıdır. Danışanın yapıtını bozmadan, Kramer, bir görüntüyü en iyi duruma ulaştırmalarına yardımcı olmak için sürece dahil olmanın önemine inanıyordu.

Psychcentral

Hazırlayan: Ayşegül Konuray

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar