İçinizdeki yaratıcı gücü hissedebiliyor, fakat bu gücü nasıl ortaya çıkaracağınızı bilemiyor musunuz? Öyleyse, bu yazımız tam size göre!
Öncelikle, yaratıcılık nedir buradan başlayalım. En basit anlamıyla yaratıcılık; yeni şeyler yapabilme ya da yeni fikirler üretebilme yeteneğidir.
Yaratıcılık, başarıyı getirir. Bill Gates, Steve Jobs, Mark Zuckerberg, Thomas Edison, Leonardo da Vinci gibi, dünya üzerindeki tüm insanları etkileyecek büyük işler yapan öncü isimleri düşünün. Bu dahileri diğerlerinden ayıran neydi? Şunu belirtmeliyiz ki, hepsinin paylaştığı iki ortak özellik var: Risk almaktan korkmamak ve yaratıcı düşünebilmek. Elbette yenilikçi bir düşünür olmak için hayal gücünüzü ve yaratıcılığınızı kullanmalısınız. Peki, içinizdeki yaratıcı gücü ortaya çıkarmak için neler mi yapabilirsiniz? İşte size bu konuda yardımcı olabilecek 6 fikir!
1. Günlük tutun.
Yazmak, kendimizi ifade etmemiz konusunda bizi özgürleştirir. Aynı zamanda, yeni fikirler üretmemizi sağlar. Bu konuda, birçoğunuz eminim ki şu soruyu kendilerine soruyor: “İyi de hangi konuda ve nasıl yazacağım?”
Bu sizi korkutmasın. Sadece yazın. Ne hakkında yazacağınız konusunda ya da kelimelerin sayfadaki duruşu hakkında endişelenmeyin. Düzeltme de yapmayın! Alın elinize kalemi ve yazmaya başlayın. Yine de bu konuda tavsiyeye ihtiyacınız varsa, bir kelime ya da sözcük öbekleri yazarak başlayabilirsiniz. Bunlar: “Amaçlarım” ya da ” Güçlü yönlerim” gibi basit ifadeler olabilir. Bu, hem sizi yormayacak hem de başlamanız konusunda size yardımcı olacaktır. Ayrıca unutmayın, yaratıcılığın en büyük düşmanı şüphedir. Kendinizden şüphe etmeyin. Yazın!
2. Çizin ve boyayın.
Ne çizeceğiniz önemli değil. Bir karalama defteri alın ve başlayın. Tabii ki bunun için bir de renkli kalemler, keçeli kalem, kara kalem, pastel boya ya da boya kalemleri gibi çeşitli araç gereçlere de ihtiyacınız olacak. Nasıl ki günlük tutarken artık ne yazdığınızı ve nasıl yazdığınızı düşünmüyorsanız, çizerken ve boyama yaparken de düşünmeyin. Sadece çizin ve boyayın!
3. Zamanınızın bir bölümünü açık havada geçirmeye özen gösterin.
Günlüğünüzü ve karalama defterinizi alın ve dışarı çıkın. Temiz havayı içinize çekin ve doğanın sesine kulak verin. Etrafınızdaki renkleri keşfedin ve güneş ışığından aldığınız D vitaminin tadını çıkarın. Farkı göreceksiniz! Tüm bunlar yaratıcılığınızı arttırmakla beraber, size çok iyi hissettirecek. E hadi, ne duruyorsunuz?
4. Harekete geçin.
Gününüzün büyük bir kısmı masa başında geçiyorsa, bu madde sizi daha çok ilgilendiriyor. Peki, neler yapabilirsiniz? Kısa süreliğine de olsa, yürüyüşe çıkmak ya da bazı basit esneme hareketleri yapmak hem vücudunuzun hem de zihninizin yenilenmesini sağlayacaktır. Bunları yapmak için kendinize zaman ayırın. Tüm gün boyunca masa başında oturmak, size yaratıcılık getirmeyecektir!
5. Oyun oynamayı unutmayın.
Kabul edin, siz de zaman içerisinde hayatın akışına dalıp yaşamdan keyif almayı unutuyorsunuz. Fakat büyümek; bir zamanlar çocukken en çok sevdiğiniz şey olan oyun oynamayı unutmak anlamına gelmiyor. Çocuklara bakın. Nasıl da neşeliler ve renkli bir hayal dünyasına sahipler! Belki biz yetişkinler için bu konuda onlarla aynı seviyede olmak fizyolojik olarak pek mümkün değil, ama sizler de hayattan keyif almaya devam edebilirsiniz. Peki bu konuda ne yapabilirsiniz? İşe yapboz ile başlayabilirsiniz ya da çocuk kitapları okuyabilirsiniz. Spor salonuna yazılabilir, resim kursuna başlayabilirsiniz. Hiçbiri olmazsa torunlarınız, çocuklarınız, komşunuzun çocukları ya da evcil hayvanınız ile oyun oynayabilirsiniz!
6. Yaşam boyu öğrenci olun.
Asla soru sormaktan vazgeçmeyin. Okumaya istekli olun. Hatta TED konuşmalarını dinleyin. Kurslara yazılın. İlgi alanınıza yönelik çeşitli derslere katılın. Sürekli yeni şeyler öğrenmeye istekli olun. Böylece hep canlı kalacak ve yaşadığınızı hissedeceksiniz. Aynı zamanda öğrenmedeki süreklilik yaratıcılığınıza da katkı sağlayacak. Hem unutmayın; öğrenmenin yaşı yoktur ve öğrendiğimiz sürece büyürüz.
Hazırlayan: Bahar Yüce