Türkiye’de yaklaşık olarak 60 türe yakın sivrisinek bulunsa da özellikle son bir iki sene içerisinde istilacı tür olarak bilinen asya kaplan sivrisineği ve sarı humma sivrisineği hakkındaki bilgileri sizin için bu yazımızda derledik.
Sivrisinekler yaklaşık olarak 350-500 milyon yıl önce ortaya çıkan bir organizma olarak bilinmektedir ve iyi uçucu olmadıkları kabul edilmektedir. Erişkinliğe ulaşmış sivrisinekler çiçekli bitkilerin oluşturduğu nektarlar ile beslenmektedirler fakat dişi sivrisinekler doğurganlıkları ve yumurta oluşumlarını gerçekleştirebilmek için yüksek kalitede proteine ihtiyaç duyarlar ve bunu da memelilerden kan emerek sağlayabilmektedirler. Bu sebeple erkek sivrisineklerin kan emmediği fakat dişi sivrisineklerin yumurtlayabilmesi için kan emmesi gerektiği söylenmektedir. Kan emme gerçekleştiği esnada sivrisineklerin tükürüğü veya salgısı deriye işlediği için memelilerin bağışıklık sistemi bu sıvıya tepki göstermektedir ve bu tepkilerin şişme ve kaşınma olduğu söylenmektedir.
Güneydoğu Asya bölgesinin türleri olan Aedes albopictus (asya kaplan sivrisineği) veAedes aegypti (sarı humma sivrisineği) istilacı olarak bilinen üzerinde beyaz çizgiler veya benekler olan sivrisinek türlerindendir ve dünyanın birçok bölgesine yayılmış durumdadır. Türkiye’de ise bir süredir Karadeniz ve Marmara bölgelerinde görülmektedir ve bu sivrisinekler genellikle üzerlerindeki siyah beyaz çizgilerle dikkat çekmektedir. Gelip geçici olarak değil artık kalıcı olarak Türkiye’nin bazı bölgelerini istila etmiş durumdadırlar. Bu istilanın sebebinin ise transferler ve ticaret yoluyla olduğu söylenmektedir.
Sivrisineklerin yaşam alanlarından bahsetmek gerekirse suyun olduğu her alanda yaşayıp üreyebildikleri söylenmektedir. Fakat bu iki istilacı tür çok az bir suyun varlığında bile çoğalabilmektedirler. Örnek olarak saksıların dibinde birikmiş yağmur suları bile verilebilir. Hatta bu Aedes ailesine ait sivrisinekler en olumsuz şartlara bile alışık oldukları için şehir sivrisinekleri olarak da bilinmektedirler.
Sivrisinekler kendi sindirim sistemleri için önemli olan virüs, parazit ve bakterileri vücutlarına aldıktan sonra insanlara bulaştırabilmektedirler. Yani aslında sivrisinek, virüs taşıyan bir canlının kanını emdikten sonra, vücuduna aldığı virüsü bir başka canlıya transfer edebilmektedir. Bu noktada Asya kapan sivrisineği chikungunya, dang humması ve dirofilariasis virüslerini taşıyabilirken, Sarı humma sivrisineği ise sarı humma, dang humması, chikungunya ve zika virüslerini taşıyabilmektedir. Çoğu olumsuz koşula ayak uydurabildikleri gibi diğer sivrisineklerin aksine gündüzleri gözden kaybolmazlar hatta aktif olarak kan tüketimlerine devam etmektedirler. Bu şartlara uyum sağlamaları ve taşıyabilecekleri hastalıklar yönünde oldukça tehlikeli olan Aedes sivrisinek ailesi karşısında önlem alınmasının şart olduğu söylenmektedir.
Eğer sivrisinek ısırığı gibi gözükmeyen, çok kaşınan ve aşırı şişmiş, morarmış bir ısırığınız varsa Aedes ailesine ait bir sivrisinek tarafından ısırılmış olma ihtimaliniz yüksek olabilmektedir.
Hazırlayan: Ece Kaya