Çiçekler de diğer tüm canlılar gibi milyonlarca yıldır bu dünyanın yerlileridir. Sizler için bitkiler aleminin en eski çiçeğini bu içeriğimizde derledik.
Kayıtlardaki en eski fosil çiçeğini anlatan yeni bir araştırmaya göre, erken Jura döneminde yaşayan dinozorlar, istedikleri zaman durup etraflarındaki çiçekleri koklayabiliyorlardı.
Araştırmacılar, Nanjinganthus dendrostyla adlı çiçeğin 174 milyon yıldan daha uzun bir süre önce yaşadığını ortaya çıkardılar. Angiosperm olarak da bilinen çiçekli bir bitkinin yaygın olarak kabul edilen en eski kanıtı, kabaca 130 milyon yıl önce Kretase dönemine tarihlendi. Daha sonrasında ise bir bilgisayar modeli kullanılarak yapılan bir araştırma, çiçeklerin yaklaşık 140 milyon yıl önce evrimleştiğini tahmin etti.
Çin’deki Nanjing Jeoloji ve Paleontoloji Enstitüsü’nde doçent olan çalışmanın baş yazarı Qiang Fu, “Araştırmacılar çiçeklerin nerede ve nasıl ortaya çıktıklarından emin değildi, çünkü öyle görünüyor ki birçok çiçek Kretase’de birdenbire ortaya çıktı.” açıklamasını yaptı. Fosil çiçekleri, özellikle de daha önceki jeolojik dönemlere ait olanları, incelemenin bu sorulara yanıt bulmak için tek güvenilir yol olduğunu söyledi.
Antik çiçeği tanımlamak için Fu ve meslektaşları, kaya levhalarında korunmuş 198 ayrı çiçekten 264 örneği incelediler. Bu levhalar, Çin’in Nanjing bölgesindeki erken Jura dönemine ait fosiller içeren kayalık bir alan olan Güney Xiangshan Formasyonu’ndan geldi. Araştırmacılar, daha sonra yüksek güçlü mikroskoplarla analiz ettikleri çiçeğin birçok ayrıntılı fosil örneğini buldular. Bu çiçek fosillerinin kaşık şeklinde yaprakları ve merkezinden dışarı doğru yükselen saplı bir oluşumu vardı.
Yeni keşfedilen bu çiçek türü fincan benzeri bir hazneye ve yumurtaları ve tohumları sarmak için bir araya gelen bir yumurtalık çatısına sahipti. Araştırmacılar, bu bitkinin bir anjiyosperm olduğunu doğruladıklarını ve bulgularının çiçeklerin erken soy ağacının çıkarılmasına ışık tutacağını umduklarını belirttiler.
Nanjing Jeoloji ve Paleontoloji Enstitüsü’nde araştırma profesörü olan kıdemli yazar Xin Wang, “Keşfimiz botanik alanını ileriye taşıdı ve anjiyospermlerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak, bu da gezegenimizin bitki bazlı kaynaklarını verimli bir şekilde kullanma ve onlara bakma yeteneğimizi artıracak.” açıklamasında bulundu.
Hazırlayan: Gizem Arı
