Toronto Üniversitesi insanların geçmiş ve şu anki romantik partnerlerinin kişilikleri arasında ciddi bir tutarlılık olduğunu ortaya koydu.
Kötü veya yorucu bir ilişkiden çıkan insanlar genellikle bir sonraki romantik partnerlerinin eski ilişkilerindeki insanların kişiliklerinden daha farklı olmasını isterler. Bu oldukça normal bir durumdur. Fakat Toronto Üniversitesi bunu söylemenin gerçekleştirmekten çok daha kolay olduğunu iddia ediyor. Proceedings of the National Academy of Sciences akademik dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre insanlar aşkı genellikle eski romantik ilişkilerindeki partnerlerine oldukça benzeyen insanlarda arıyorlar.
Araştırmayı yöneten, Toronto Üniversitesi Fen-Edebiyat fakültesi Psikoloji departmanı doktora öğrencisi Yoobin Park “İnsanların ilişkileri bittikten sonra ayrılık sebeplerini eski partnerlerinin kişilik özelliklerine atfetmeleri oldukça yaygın bir durumdur.” diyor ve “Bununla beraber, araştırmamız insanların aynı kişiliğe sahip insanlarla görüşmek için oldukça yüksek bir eğilime sahip olduğunu gösteriyor.” diye ekliyor. Oldukça geniş bir yaş aralığındaki birçok çiftle yapılan ve yıllardır süren çalışmalar sonucu Yoobin Park ile araştırmaya yardım eden ve şu an Toronto Üniversitesi Psikoloji Departmanında profesör olan Geoff McDonald 332 kişinin eski ve yeni partnerlerinin kişilik özelliklerini kıyasladı. Araştırmalarının başlıca buluşu eski ve yeni partnerlerin kişiliklerinin belirgin bir biçimde örtüştüğü gerçeğiydi.
“Bu etki eski partnerlere benzer yeni partnerler bulmaya yönelik olan eğilimden çok daha fazlası.” Diyor Park. Katılımcıların şu anki partnerleri ve eski partnerleri kendilerine verilen bir kişilik anketi doldurdular. Bu anket partnerlerin kişiliklerini uyumluluk, vicdanlılık, dışadönüklük, duygusal dengesizlik, yeni deneyimlere açıklık özellikleri bakımından değerlendiriyordu. Partnerler anketteki “Genellikle içine kapanık ve alçakgönüllü bir insanımdır.”, “Birçok farklı alana ilgi duyarım.”, “Planlar yapmayı ve onları uygulamayı severim.” gibi durumlara 1’den 5’ kadar olan puanlama sistemiyle yakınlıklarını belirtiyordu.
Park ve McDonald yanıtları analiz ettikten sonra katılımcıların şu anki partnerleri ile eski partnerlerinin kendilerini benzer şekilde ifade ettikleri ve tanımladıkları ortaya çıktı. Katılımcıların eski ilişkilerindeki partnerlerinin kişilik özellikleri ile yeni ilişkilerindeki partnerlerinin kişilik özellikleri arasındaki gözle görülür tutarlılığın ilişkiler söz konusu olduğunda insanların gerçekten de “bir tipi” olduğu hipotezini desteklediğini söyleyen McDonald “Çalışmamız insanların romantik partnerlerinin kişiliklerinin neden tutarlı olduğunu açıklayamıyor olsa da partnerlerimizin arasındaki benzerliklerin kendimizle olan benzerliklerinden daha belirgin olması taktire değer.” diyor McDonald.
Katılımcıların yeni ve eski partnerlerinin kişiliklerini karşılaştırmanın birçok önyargı barındıracağını düşünen Park ve McDonald, yeni ve eski partnerlerin doğrudan kendi kişiliklerini değerlendiriyor olmalarının bu önyargıyı ortadan kaldırdığını öne sürüyor. “Çalışmamız oldukça titizdi çünkü ilişkideki tek bir kişinin değerlendirmesine güvenmekle yetinmedik.” diyen Park “Eş zamanlı olarak ilişkideki yeni ve eski partnerlerin kişiliklerini kendilerinin değerlendirmelerini sağladık.” diye ekliyor.
Araştırmacılar, bulguların sağlıklı ilişkiler kurabilmek ve çiftlerin mutluluğunu sürdürebilmek açısından birçok alternatif yol sunduğunu belirtti. “Her ilişkide insanlar partnerlerinin kişilikleri ile başa çıkabilmek için birçok farklı strateji geliştirirler.” diyen Park “Eğer yeni partnerinizin kişiliği eski ilişkinizdeki partnerinizin kişiliğini andırıyorsa belki de bir önceki ilişkinizde öğrendiğiniz bilgi ve becerileri bu yeni ilişkinize transfer ederek mutlu ve sağlıklı bir ilişki sürdürmenin kapılarını aralayabilirsiniz.” diye ekliyor. Öte yandan insanların eski partnerlerinin kişiliklerini yönetebilmek için öğrendikleri bilgi ve becerilerin bazı negatif etkilerinin de olabileceğini söyleyen Park, eski partnerlerimize benzeyen kişilerle randevuya çıkmanın ya da yeni bir ilişkiye başlamanın artı ve eksilerinin inceleneceği daha fazla çalışma yapılması gerektiğini de vurguluyor. “Yani, her ilişkinizde kendinizi aynı sorunlarla karşı karşıya buluyorsanız belki de benzer kişilik özelliklerine sahip partnerlerle birlikte olmanın sorunlarınızda nasıl bir tutarlılık oluşturduğu hakkında düşünmek isteyebilirsiniz.” diyor Park.
Araştırmanın verileri ise 2008’de başlatılan, romantik çiftler ve aile dinamikleri ile ilgili Almanya’da ulusal düzeyde temsili olan ergenleri, genç yetişkinleri ve orta yaştaki bireyleri içeren uzun süreli bir Alman Aile Paneli (German Family Panel) çalışmasından geliyor.
Hazırlayan: Sıla Özeren